İLK ÇİLİNGİR ve KİLİT
..
Antikçağdan günümüze gelen aletler
kadar, antikçağ aletlerinin modern bilim insanlarına verdiği fikirler de önemli.
Buluşlar insanlığın gereksinimleri doğrultusunda yapılıyor. Ne var ki, bunları
sürekli geliştirip daha iyi hale getirmek de en az buluş yapmak kadar önemli. Bu
anlamda aletlerin geçirdiği evrimden de söz edebiliriz.Sözgelimi bilinen ilk
kilitler Mezopotamya ve eski Mısır’da kullanılmaya başlanmıştı. İnsanın gizlilik
gereksinimi ve özel mülkiyet hakkının getirdiği bir sonuç olarak kilit,
vazgeçilmez bir mekanizma. Ne var ki, bilinen ilk kilitler aslında çok da
karmaşık olmayan ve kolayca açılabilen sürgülerden ibaretti. Kilitler zaman
içinde gelişimini sürdürdü. Günümüzde çok modern ve açılması zor kilitler
kullanıyoruz. Fakat hiçbir kilit, İngiliz buluşçu Joseph Bramah’in yaptıkları
kadar ünlü olamadı. Bramah’ın yaptığı kilitler öylesine sağlam ve karışıktı ki,
döneminde hırsızlara karşı en etkili güvence oldular. Bramah da yaptığı
kilitlere son derece güveniyordu.Yaptığı kilidi bir mağaza vitrininde sergileyen
buluşçu, kilidi açabilene bir ödül vereceğini duyurmuştu. O tarihten sonra
kilidi açmaya uğraşan pek çok kişi başarısızlığa uğradı.Kilit, 67 yıl sonra
Londra’da düzenlenen bir sergiye konduğunda ününden bir şey kaybetmemişti ve
açılmayı bekliyordu. Sergiye katılan ABD’li bir kilit ustası kilidi açmayı
başardı ve ödülü aldı. Ama bunun için 51 saat ter dökmesi gerekmişti.
Bramah kilidinin bu mükemmel yapısına karşın sakıncalı bir
yanı, yapısının çok karmaşık olması nedeniyle çok yavaş üretilebiliyor
olmasıydı. Bu yüzden Bramah, atölyesine genç bir çilingir ustası olan Henry
Maudslay’i yardımcı olarak aldı. Maudslay’le birlikte, uygun ölçülerde hazır
kilit parçası kesecek bir makine yapımına giriştiler. Maudslay’in makineleri,
19. ve 20. yüzyılda geliştirilen işleme tezgâhlarının diğer bir deyişle tüm
imalat makineleri endüstrisinin öncüleri oldular. Maudslay madeni tornayı da
bulmuştu. Bu sayede gelecekte “üretim makineleri endüstrisinin babası" olarak
anılacaktı. Bramah’ın atölyesi de üretim tezgâhları endüstrisinin beşiği olarak
anıldı.
Bilim tarihi boyunca insanlığı ileri götüren aletler pek çok.
Bununla birlikte, bazılarının etkisi günümüzde de sürüyor. Sözgelimi adını çok
kimsenin bilmediği Charles Franklin Kettering, aslında günümüz dünyasına yön
veren isimlerden biri. Kentler, insanlığın yerleşik yaşama geçişlerinden beri
var olagelmişlerdi. Endüstri devriminin ardından 19. ve 20. yüzyıllarda kentler,
tarihteki en büyük hallerini aldılar. Bunda iki buluş etkin: asansörler ve
otomobiller. Asansörler kentlerin dikine yükselmesini sağlarken, otomobiller de
gittikçe genişleyen bir araziye yayılan kentin içindeki ulaşımı sağlıyordu. Ne
var ki eski otomobilleri çalıştırırken motora ilk hareketi vermek günümüzdeki
kadar kolay değildi. Motorun önünde bulunan bir deliğe sokulan krank çubuğunu
sıkıca kavrayıp kuvvetlice döndürmek gerekirdi. Motor ancak bu hareketten sonra
çalışır ve sürücü direksiyon başına geçebilirdi. Bu durumun yarattığı zorluk
kadınların ya da yaşlıların kaba güç gerektiren bu eylemi kolayca yapamıyor
olmasıydı. Kettering yalnızca küçük bir dokunuşla çalışan ve motora hareketini
veren marş motorunu bulan kişidir. Otomobillere marş motorunun eklenmesiyle
sürücülük kaba güç gerektiren bir iş olmaktan çıkmış, kadın, erkek, yaşlı, genç
herkes otomobil kullanabilir olmuştu. Bu sayede daha fazla otomobil satıldı ve
kentlerin yatay gelişimleri eskiye oranla daha da sorunsuz şekilde yaşandı.
Alet yalnızca insanın yapabildiği bir şeydir demiştik. Bununla
birlikte şunu da hatırlamak gerek ki, insanlık tarihinin gelişmesine neden olan
en önemli iki alet insanın elleri ve o ellere yön veren usu. Akıl her zaman
hayatı kolaylaştıracak yeni aletler yapma olanağı sunuyor bize. Bilim tarihinden
bize kalan çeşitli buluşlar bugün kutsal bir emanet gibi müzelerimizi
süslüyorsa, bunun en önemli nedeni bilimsel düşünce ve akıldır. Kimileri
unutulmaya yüz tutmuş, kimileri tarihin tozlarından sıyrılıp günümüze gelmiş
buluşların her biri aklımızın somut hale bürünmüş ürünleri. Onları hatırlarken
bir anlamda geçmişimizi de hatırlıyoruz.